Ramazan ayından kaza borcu olan kimsenin Âşûrâ günü orucunu tutması

Tanımlama

Değerli âlim Muhammed Salih el-Muneccid’in cevapladığı sorunun metni şöyledir: "Üzerimde Ramazan ayından kalan kaza orucu borcum bulunmakta ve ben şimdi Âşûrâ günü orucunu tutmak istiyorum.Buna göre, Ramazan ayından kalan kaza orucu tutmadan önce Âşûrâ günü orucunu tutmam câiz midir? Âşûrâ orucunun sevâbını elde etmek için, Âşûrâ ile 11. günü (Muharrem’in 10. ve 11. günlerini) Ramazan orucundan kalan orucun kazası niyetiyle tutmam câiz midir?"

Download
Site Yetkilisine Mesaj Yaz

Ayrıntılı açıklama

    RAMAZAN AYINDAN KAZA BORCU OLAN KİMSENİN

    ÂŞÛRÂ GÜNÜ ORUCUNU TUTMASI

    ﴿ صوم عاشوراء لمن عليه قضاء رمضان ﴾

    ] Türkçe – Turkish – تركي [

    Muhammed Salih el-Muneccid

    Terceme: Muhammed Şahin

    Tetkik : Ali Rıza Şahin

    2009 - 1430

    ﴿ صوم عاشوراء لمن عليه قضاء رمضان ﴾

    « باللغة التركية »

    محمد صالح المنجد

    ترجمة: محمد بن مسلم شاهين

    مراجعة: علي رضا شاهين

    2009 - 1430

    Soru No: 21787

    Soru:

    Üzerimde Ramazan ayından kalan kaza orucu borcum bulunmakta ve ben şimdi Âşûrâ günü orucunu tutmak istiyorum. Buna göre, Ramazan ayından kalan kaza orucu tutmadan önce Âşûrâ günü orucunu tutmam câiz midir?

    Âşûrâ orucunun sevâbını elde etmek için, Âşûrâ ile 11. günü (Muharrem'in 10. ve 11. günlerini) Ramazan orucundan kalan orucun kazası niyetiyle tutmam câiz midir?

    Cevap:

    Hamd, yalnızca Allah'adır.

    Birincisi:

    Üzerinde Ramazan ayından bir veya iki gün kaza borcu olan kimse, nâfile oruç tutamaz. Aksine bu kimse, önce Ramazan ayından kalan kaza orucu, daha sonra da nâfile orucu tutmalıdır.

    İkincisi:

    Bir kimse, Muharrem ayının 10. ve 11. günlerini, Ramazan ayından kalan orucun kazası niyetiyle tutması, câizdir ve bu oruç, Ramazan ayından kalan iki günlük kaza orucu yerine geçer. Zirâ Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

    (( إِنَّماَ اْلأَعْمـاَلُ بِالنِّياَّتِ، وَإِنَّمـاَ لِكُلِّ امْرِئٍ ماَ نَوَى، فَمَنْ كاَنَتْ هِجْرَتُهُ إِلىَ اللهِ وَرَسوُلِهِ فَهِجْرَتُهُ إلى اللهِ وَرَسوُلِهِ، وَمَنْ كاَنَتْ هِجْرَتُهُ لِدُنْياَ يُصيِبُهاَ أَوِ امْرَأَةٍ يَنْكِحُهاَ فَهِجْرَتُهُ إِلىَ ماَ هاَجَرَ إِلَيْهِ. )) [رواه البخاري ومسلم وأبو داود والترمذي]

    "Ameller, ancak niyetlere göre geçerlilik kazanır. Herkes ancak niyet ettiğinin karşılığını alır. Kimin hicreti, (niyet ve kasıt olarak) Allah ve Rasûlü için ise, onun hicreti (sevap ve ecir olarak) Allah ve Rasûlü içindir. Kimin de hicreti dünyadan bir menfaat elde etmek ya da bir kadınla evlenmek için ise, onun da hicreti, hicret ettiği (gâye) içindir."[1]

    "Bu oruçla, hem Ramazan ayından kalan orucun kazasının ecrini, hem de o günkü orucun (Âşûrâ günü orucunun) ecrini elde etmeniz ümit edilir."[2]

    & & & & & &

    [1] Buhârî; hadis no:1/9 (1).Müslim; hadis no:1907, Ebû Dâvûd; hadis no:220, Tirmizî; hadis no:1647). (İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâîmî Komitesi Fetvâları; c: 11, s: 401.

    [2] Muhammed b. Salih el-Useymîn; 'Fetâvâ Menâri'l-İslâm', c: 2, s: 358

    Bilimsel kategoriler: