Hac sırasında âdet olan ve (âdetten temizleninceye kadar) Mekke’de kalamayan kadının hükmü
Müftü : Muhammed Salih el-Muneccid
Çeviri: Muhammed Şahin
Tetkik: Ali Rıza Şahin
The Publisher: Rabva İslâmî Dâvet Bürosu - Riyad/S. Arabistan
Tanımlama
Değerli âlim Muhammed Salih el-Muneccid’in cevapladığı sorunun metni şöyledir: "Bir kadın, hac için ihrama niyet edip Mekke-i Mükerreme’ye geldikten sonra âdet olmuş, mahremi durumunda olan erkeğin de hemen yolculuğa çıkması gerekiyorsa ve bu kadının Mekke’de kimsesi de yoksa ne yapması gerekir?".
- 1
Hac sırasında âdet olan ve (âdetten temizleninceye kadar) Mekke'de kalamayan kadının hükmü
PDF 136.2 KB 2019-05-02
- 2
Ayrıntılı açıklama
Hac sırasında âdet olan ve (âdetten temizleninceye kadar) Mekke'de kalamayan kadının hükmü
﴿ حكم المرأة التي حاضت أثناء الحج ولا تستطيع البقاء في مكة ﴾
] Türkçe – Turkish – تركي [
Muhammed Salih el-Muneccid
Terceme : Muhammed Şahin
Tetkik : Ali Rıza Şahin
2011 - 1432
﴿ حكم المرأة التي حاضت أثناء الحج ولا تستطيع البقاء في مكة ﴾
« باللغة التركية »
محمد صالح المنجد
ترجمة: محمد مسلم شاهين
مراجعة: علي رضا شاهين
2011 - 1432
Soru:
Bir kadın, hac için ihrama niyet edip Mekke-i Mükerreme'ye geldikten sonra âdet olmuş, mahremi durumunda olan erkeğin de hemen yolculuğa çıkması gerekiyorsa ve bu kadının Mekke'de kimsesi de yoksa ne yapması gerekir?
Cevap:
Hamd, yalnızca Allah'adır.
Bu kadın S. Arabistan'da yaşıyorsa, mahremiyle birlikte yolculuğa çıkar ve ihramda kalır. Âdetten temizlendikten sonra Mekke'ye geri döner. Çünkü bu kadın için Mekke'ye dönmek kolaydır ve kendisini de yormaz. Pasaport gibi şeylere de ihtiyaç yoktur. Fakat bir kadın, S. Arabistan dışından başka bir ülkeden gelmiş ve dönmesi zor ise, bu takdirde âdet kanının akmaması ve Mescid-i Haram'ı kirletmemesi için avret yerine sıkıca bir bez bağlar. Sonra da Beytullah'ı tavaf eder, Safâ ile Merve arasında sa'y eder, saçının ucundan bir parmak boğumu miktarı kısaltıp aynı yolculuk içerisinde umresini bitirir. Çünkü kadının bu halde tavaf etmesi, kendisine, sakıncalı durumu mübah kılan bir zarurettir.
Vedâ tavafına gelince, kendisine Vedâ tavafı yapması gerekmez. Çünkü âdet olan kadının, -İbn-i Abbas'ın -Allah ondan râzı olsun- rivâyet ettiği şu hadis gereği- Vedâ tavafı yapması gerekmez:
((أُمِرَ النَّاسُ أَنْ يَكُونَ آخِرُ عَهْدِهِمْ بِالْبَيْتِ إِلَّا أَنَّهُ خُفِّفَ عَنِ الْـحَائِضِ.))
[متق عليه]
"İnsanlar (sahâbe), son işleri Beytullah'ı tavaf etmekle (Vedâ tavafını yapmakla) emrolundular.Ancak (Vedâ tavafı) âdet gören (hayızlı) kadından hafifletildi (kaldırıldı)."[1]
Ayrıca Safiyye'nin farz tavafı (ziyâret tavafını) bitirdikten sonra âdet gördüğü Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e haber verilince o şöyle buyurmuştur:
"O halde (Mina'dan Medine'ye doğru) yola çıksın..."[2]
Bu hadis, Vedâ tavafının âdet gören kadından sâkıt olduğuna (düştüğüne) delâlet etmiştir. Farz tavafa (ziyâret tavafına) gelince, bunu mutlaka yapmanız gerekir.[3]
& & & & & &
Bilimsel kategoriler: