معلومات المواد باللغة العربية

Salih b. Fevzan el-Fevzan - Makaleler

Materya sayısı: 10

  • Türkçe

    İnsanlar, fıtratları ve kâinatı tefekkürlerinin gereği olarak Rubûbiyet tevhîdini kabul etmeleri ve yalnızca bu tevhîdi kabul etmenin Allah Teâlâ’ya îmân için yeterli olmayınca ve bu tevhîd, sahibini cehennem azabından kurtaramayacak olunca, elçilerin dâvetleri, özellikle de elçilerin sonuncusu Peygamberimiz Muhammed’in dâveti, Ulûhiyet tevhîdi üzerinde yoğunlaşmıştır. -Allah’ın en fazîletli salât ve selâmı, O’nun ve diğer elçilerin üzerine olsun-. Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- insanlardan, Allah Teâlâ’ya ibâdet etmeyi ve O’ndan başkasına ibâdet etmemeyi içeren "Lâ ilâhe illallah sözünü" demelerini istiyordu. Müşrik araplar ise ondan kaçıyorlar ve şöyle diyorlardı: "O (Muhammed), (o kadar çok) ilâhları nasıl oldu da tek bir ilâh yaptı? Doğrusu, (haber verdiği ve insanları ona dâvet ettiği) bu, ne tuhaf bir şeydir."

  • Türkçe

    Şâirin: Kötülüğü; kötülük için değil, fakat ondan korunmak için bildim. Kötülüğü iyilikten bilemeyen (ayırt edemeyen) kimse ona düşer." Dediği gibi, müslümanın hakkı bildikten sonra ondan uzak durabilmesi için bâtılı da bilmesi gerekir. Nitekim Huzeyfe b.el-Yemân -Allah ondan râzı olsun- şöyle derdi: (( كَانَ النَّاسُ يَسْأَلُونَ رَسُولَ اللهِ  عَنِ الْخَيْرِ، وَكُنْتُ أَسْأَلُهُ عَنِ الشَّرِّ مَخَافَةَ أَنْ يُدْرِكَنِي.)) "İnsanlar, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e iyilik hakkında sorarlardı.Ben ise, (insanlar arasında vukû bulabilecek fitnelerin) bana ulaşmasından endişe ettiğim için O’na şer hakkında sorardım."

  • Türkçe

    Biliniz ki -Allah beni ve sizi hayırlı amellerde muvaffak kılsın-, anlamını, üzerine bina olunan şeyleri, sonra büyük ve küçük şirk gibi, ona aykırı olan, onu bozan ve geçersiz kılan veya onun kemâlini noksanlaştıran şeyleri bilmesi için, her müslümanın İslâm akîdesini öğrenmesi gerekir.

  • Türkçe

    Müslümanın, Allah Teâlâ’nın kendisine İslâm akîdesini öğrenmeyi ve bu akîdeye sımsıkı sarılmayı lutfetmesinden sonra küfür ve şirk karanlığından İslâm nûruna çıkarması için insanları bu akîdeye dâvet etmesi gerekir.Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:"O halde her kim, tâğûtu inkâr eder ve Allah’a îmân ederse, kopmayan sağlam kulpa sarılmıştır. Allah, (kullarının dediklerini) hakkıyla işitir, (onların yaptıklarını ve niyetlerini) iyi bilir.Allah, (yardımı, tevfiki ve korumasıyla) mü’minlerin dostudur.Onları (küfür) karanlıklarından (îmân) nûruna çıkarır.İnkâr edenlere gelince, onların dostları da tâğûttur, onları (îmân) nûrundan (küfür) karanlıklarına götürür.İşte bunlar, cehennemlik olanlardır. Onlar orada (ebedî) olarak kalıcıdırlar."

  • Türkçe

    Allah Teâlâ’nın, elçilerini gönderdiği, kitaplarını indirdiği, cinler ve insanlar olmak üzere bütün yarattıklarına farz kıldığı şey, İslâm akîdesidir.Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur: "Ben, cinleri ve insanları ancak bana ibâdet etsinler diye yarattım. Ben, onlardan ne bana bir rızık vermelerini, ne de beni doyurmalarını istiyorum. Şüphesiz ki (kullarına) rızık veren, güç ve kuvvet sahibi ancak Allah’tır."

  • Türkçe

    Mevlid-i Nebevî yıldönümünü kutlamanın hükmünü açıklayan bir makaledir. Bu makale Mevlid-i Nebevî yıldönümünü kutlamanın, birçok yönden yasak olduğunu ve reddedildiğini açıklamış, ayrıca bu bid’atı kutlayanların bazı şüphe ve gerekçelerine cevaplar verilmiştir.

  • Türkçe

    Ey müslüman! Bilmelisin ki -Allah beni ve seni hayırlı amellerde muvaffak kılsın-, cehennem azabından kurtulacak fırka,Ehl-i sünnet vel-cemaatin akîdesi olan İslâm akîdesinin esasları şunlardır: Allah’a, meleklerine, kitaplarına, elçilerine, âhiret gününe, kaderin hayır ve şerrine îmân etmektir.Bu esaslara Kur’an ve sünnetten birçok nas delâlet etmiş, İslâm ümmeti de bu esaslar üzerinde oybirliğine varmıştır.Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:"Allah katında, (namazda iken Allah’ın emri olmadan) doğu veya batıya yönelmeniz iyilik değildir.İyiliğin her türlüsü o kimsenin yapmış olduğu iyiliktir ki, Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere îmân eder."

  • Türkçe

    Yazar, bu kitapta Muhammed Ebu Zehra’nın iddia ve yalanlarina cevap vermekle, İbn-i Teymiyye ve İbn-i Abdulvahhâb’ın ortaya yeni bir mezhep çıkarmadığını, ancak İslâm dâvetinin birer müceddidi olduklarını, onların, itikâtta ehl-i sünnet ve’l-cemaatın itikâdı ve furuâtta da Ahmed b. Hanbel’in mezhebi üzere bulunduklarını, hiçbir konuda bu iki mezhebin esasları dışına çıkmadıklarını ifade etmektedir.

  • Türkçe

    Abdest almak için gerekli olan su veya su bulunmadığında da suyun yerine geçen toprakla temizlenme (teyemmüm) gerektiği için,İslâm âlimleri, eserlerinin ilk bölümlerini tahâret ve abdest konusuna ayırmışlardır. Çünkü namaz, kelime-i şehâdetten sonra İslâm’ın diğer rükünlerinden önce zikredilince, namazdan önce yapılması gereken şeylerin öne alınması daha uygun olmuştur ki bunlardan birisi de abdesttir. Abdest, namazın anahtarıdır.

  • Türkçe

    Hiç şüphe yok ki dînde bilgili olmak, en fazîletli amellerden olup her türlü iyiliğin belirtisidir.Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur: "Allah,kimin hakkında iyilik dilerse, onu dînde bilgili kılar." Bunun sebebi de şudur:Sâlih amelin temelini oluşturan faydalı ilim, ancak dînde bilgili olmakla elde edilir.

Sayfa : 1 - den : 1